|
Erdoğan, AK Parti'nin her zaman hak ve özgürlükten yana olduğunu belirterek, "Bizim bırakın bölgeyi, dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir zulme sessiz kalmamız mümkün değildir. Bunları ama yazılı, ama sesli muhakkak dile getirmişizdir." dedi. "AK Parti'nin kumaşını millet dokudu" Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu günden itibaren halkın tercihlerinin her şeyin üzerinde olduğuna inandığını ve bunu savunduğuna işaret ederek, "AK Parti yola çıkarken yeter, söz de karar da milletin diyerek, sadece millete inanarak iktidara iş başın gelmiş, emanet yüklenmiş bir partidir. Her zaman söylüyorum; AK Parti'nin rotasını millet çizmiştir, bundan sonra da millet çizecektir. AK Parti'nin kumaşını millet dokumuştur, bundan sonra da millet dokuyacaktır." diye konuştu. AK Parti'nin varlık sebebinin demokrasiye güç vermek olduğuna işaret eden Erdoğan, "AK Parti dünyanın her yerinde, hiç korkmadan, asla ve asla tereddüt etmeden mazlumun, mağdurun yanında olmuş, her zaman baskı ve zulmün karşısında cephe almıştır." şeklinde konuştu. Türkiye'nin tarihin akışını değiştirecek roller oynadığını ve şahsiyetli bir dış politika izlediğini kaydeden Erdoğan, "Zalime zalim diyen, katile katil diyen Türkiye, tabuları yıkmaktadır. İnsanları ablukaya mahkum edenlere dur bakalım diyen Türkiye hakkı ve hakikati haykırmaktadır." ifadelerini kullandı. "Kardeş halkların istikrarı için çaba sarfedeceğiz" Erdoğan, kendilerine istediklerini diğer kardeşleri için de isteyen bir anlayışın temsilcisi olduklarını vurgulayarak, "Biz kardeş halkların komşu ülkelerin istikrarsızlık yaşamaması için bugüne kadar elimizden gelen çabayı sarf ettik. Bundan sonra da sarf edeceğiz." sözlerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, içindeki sorunları çözemeyen, kendi arasında uzlaşı sağlayamayan ülkelerin aydınlık bir geleceğe de ulaşamayacaklarını, menfaatlerini de koruyamayacaklarını vurguladı. Tarihte baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla ayakta kalmayı başaran hiçbir yönetimin olmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Er ya da geç insanlık onuru ve haysiyeti bütün zincirleri kırmış, duvarları yıkmış, mazlumun ahı aheste de olsa çıkmıştır. Bu yüzden hak ve özgürlüklere hiçbir yönetim kayıtsız kalamaz. Halka gözünü, gönlünü, kulağını kapatan yönetimler uzun ömürlü olamazlar. Halkın hiçbir çağrısı karşılıksız kalmaz. Halka rağmen hiçbir iktidar ayakta duramaz. Devlet halk içindir, halkın varlığıyla iradesiyle anlam kazanır. Biz kendimiz için ne istiyorsak dostlarımız, kardeşlerimiz için aynısını istiyoruz. Biz kendimiz için nasıl huzur güvenlik istikrar kalkınma birlik istiyorsak, kardeş ülkeler için de aynısını istiyoruz." "Hepimiz gelip geçiciyiz" Konuşmasında Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e çağrıda bulunan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizler insanız. Bizler faniyiz. Kalıcı değiliz. Her birimiz ölecek ve geride bıraktıklarımızdan dolayı sorgulanacağız. Hepimiz gelip geçiciyiz. Baki olan gök kubbe altında hoş bir sada bırakmaktır. Saygıyla anılmaktır, rahmetle yad edilmektir. Bizler halk için varız. Onun için diyorum ki yarın öldüğümüzde, hoca efendi gelip şunu söylemeyecek. Cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, Başbakan niyetine demeyecek, bakan niyetine demeyecek. Trilyarderlere sesleniyorum. Trilyarderler niyetine demeyecek. Er kişi niyetine diyecek, hatun kişi niyetine diyecek. Seninle beraber gelecek sadece kefen olacak. Öyleyse o kefenin kadri kıymetini bilelim. Hem vicdanımızın, hem de halkımızın sesine, onların ya hayır duasına ya da bedduasına hazır olalım. Onun için halkın haykırışına kulak verin, kulak verelim." Erdoğan, Mısır'da ve Tunus'ta reformların hayata geçmesi, birlik ve bütünlüğün kesinlikle bozulmamasının en büyük arzuları olduğunu söyledi. "İstikrar ileri demokrasiyle sağlanır" Erdoğan, son bir asırdır Ortadoğu'nun bambaşka bir çerçeveye oturtulması istendiğine işaret ederek, "Ortadoğu kanla gözyaşıyla, cehaletle ve insan hakları ihlalleriyle anılır hale gelmiştir. Biz Türkiye olarak Ortadoğu halklarının bunu hak etmediğine inanıyoruz. Ortadoğu toplumları genç ve dinamik nüfusuyla, açık zihni ve özgürlükçü bakış açısıyla, yeni bir kültür ve medeniyet hareketine öncülük edebilir. Değişim ile istikrar, reform ile güvenlik arasındaki dengenin muhafaza edilmesi gerekmektedir. Bu dengeyi kurmak suretiyle, Ortadoğu toplumlarının daha adil, daha özgürlükçü bir geleceğe adım atacaklarına inanıyoruz. Biz demokrasiden radikalizmin çıkacağına hiçbir zaman inanmadık. Düzen ve istikrar ancak ileri demokrasiyle sağlanabilir." şeklinde konuştu. |